“Bunu söylemeye devam edebilirler ve biz de onların hatalı olduğunu kanıtlamaya devam edebiliriz.”
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, Temmuz 2023’te yayımlanan bir TV belgeselinde, Suudi Arabistan’ın önde gelen inşaat projelerine yönelik şüphelerden bahsedilirken verdiği yanıt buydu.
Neredeyse bir yıl sonra şüphelerden bazılarının doğru olduğu ortaya çıktı.
Son aylarda Suudi Arabistan, Vizyon 2030’un merkezini oluşturan geniş çöl projesi Neom’a dair planlarını küçültmüş gibi görünüyor.
Bu, Körfez devletinin fiili hükümdarı Prens Muhammed’in ülke ekonomisini petrole bağımlılıktan uzaklaştırmak için öncülük ettiği ekonomik çeşitlendirme programı.
Suudi Arabistan, Neom’un yanı sıra trilyonlarca dolar değerinde 13 büyük inşaat projesi, kendi deyimiyle “giga projeleri” de geliştiriyor. Bunlar arasında başkent Riyad’ın eteklerindeki bir eğlence şehri, Kızıldeniz’de çok sayıda lüks ada tesisi ve diğer turistik ve kültürel yerler bulunuyor.
Ancak düşük petrol fiyatları hükümet gelirlerini etkileyerek Riyad’ı bu projeleri yeniden değerlendirmeye ve yeni finansman stratejileri keşfetmeye zorladı.
Hükümetle bağlantılı, adının açıklanmasını istemeyen bir danışman BBC’ye projelerin gözden geçirildiğini ve yakında bir kararın verilmesinin beklendiğini söyledi.
“Karar birçok faktöre dayanacak. Fakat yeniden bir ayarlama yapılacağına şüphe yok. Bazı projeler planlandığı gibi ilerleyecek ancak bazıları gecikebilir veya küçülebilir.”
2017 yılında duyurulan Neom, ülkenin kuzey batısındaki bir çöl bölgesinde 10 fütüristik şehir inşa etmeyi amaçlayan 500 milyar dolarlık bir plan.
Bunlardan en iddialısı ise The Line. Bu, Empire State Binası’ndan daha yüksek, 500 metre yükseklikte duran iki bitişik, paralel gökdelen duvarından oluşan doğrusal bir şehir olacak. Ancak aralarındaki boşluk da dahil olmak üzere toplam genişlik yalnızca 200 metre olacak.
Orijinal plan, 170 km uzunluğunda olması ve dokuz milyon nüfusa ev sahipliği yapmasıydı.
Ancak ayrıntılara hakim kaynaklara ve basına göre, projeyi geliştirenler artık ilk modülün bir parçası olarak 2030 yılına kadar sadece 2,4 kilometrelik yolu tamamlamaya odaklanacak.
The Line ilk duyurulduğunda, parklar, şelaleler, uçan taksiler ve robot hizmetçiler gibi olanaklarla kentsel yaşamı yeniden tanımlayacak “karbonsuz doğrusal bir şehir” olarak ilan edilmişti.
Şehirde yol veya araba olmayacak; birbirine bağlı, trafiğe kapalı topluluklardan oluşacak. Aynı zamanda şehir sınırları içinde maksimum yolculuk süresi 20 dakika olan ultra yüksek hızlı bir tren de içerecek.
Bu özelliklerden kaçının ilk aşamanın parçası olacağı belli değil.
Neom, The Line’ın yanı sıra sekizgen şeklinde, yüzen bir sanayi kentini ve 2029’da Asya Kış Oyunları’na ev sahipliği yapacak bir dağ kayak merkezini de içeriyor.
Neom’un danışma kurulunda yer alan eski bir bankacı olan Ali Shihabi, Vizyon 2030 kapsamındaki projeler için belirlenen hedeflerin kasıtlı olarak “aşırı iddialı olacak şekilde tasarlandığını” söylüyor.
“Sadece bir kısmının zamanında teslim edileceğinin açıkça anlaşıldığı, aşırı iddialı projeler olması gerekiyordu. Ancak bu kısım bile önemli” diyor.
Neom’un küçültülmesi, Suudi Arabistan hükümetinin karşı karşıya olduğu finansman zorluklarına ışık tutuyor.
Neom’un masrafları Suudi hükümeti tarafından, Kamu Yatırım Fonu (PIF) aracılığıyla ödeniyor.
Neom’u inşa etmenin resmi maliyeti olan 500 milyar dolar, ülkenin bu yılki tüm federal bütçesinden yüzde 50 daha fazla. Ancak analistler, projenin tamamının hayata geçirilmesinin 2 trilyon dolardan fazlaya mal olacağını tahmin ediyor.
Suudi Arabistan’ın hükümet bütçesi, dünyanın en büyük petrol ihracatçısının küresel fiyatları artırmak için üretimi kısmaya başladığı 2022’nin sonlarından bu yana açık veriyor. Hükümet bu yıl için 21 milyar dolar bütçe açığı öngörüyor.
PIF sıkıntıyı hissediyor. Yaklaşık 900 milyar dolarlık varlığı kontrol etse de Eylül ayı itibarıyla sadece 15 milyar dolarlık nakit rezervi vardı.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Suudi Arabistan eski şefi ve şu anda Arap Körfez Ülkeleri Enstitüsü’nde misafir araştırmacı olan Tim Callen, Neom ve diğer büyük ölçekli projeler için sermaye artırmanın gelecekte zor olacağını söylüyor:
Ülke, sermayeyi desteklemek için başka yollar deniyor.
Bu ayın başlarında ulusal petrol şirketi Saudi Aramco’nun yaklaşık 11,2 milyar dolar değerindeki hisselerini sattı. Bu gelirin çoğunun, şirket 2019’da halka açıldığında en büyük hak sahibi olan PIF’e gitmesi bekleniyor.
Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında, Suudi Arabistan liderliğindeki OPEC+ petrol üreticisi ülkeler grubu, fiyatları desteklemek amacıyla üretimi kısıtlamıştı.
Riyad gönüllü olarak arzını günde bir milyon varil azalttı. Ancak bu ay OPEC+ bu kararı tersine çevirdi ve Ekim ayından itibaren kademeli olarak üretimi artırmaya başlayacak.
IMF’ye göre Suudi Arabistan’ın bütçesini dengeleyebilmesi için petrol varil fiyatının 96,20 dolar olması gerekiyor. Ham petrolün ana göstergelerinden biri olan Brent varil başına 80 dolar civarında seyrediyor.
Ülke aynı zamanda PIF’e fon akışını sürdürmek için devlet tahvili satışına da güveniyor. Diğer zorluk ise doğrudan yabancı yatırımın hedeflerin çok altında kalmasıydı, bu da Riyad’ın özel şirketlerden ve uluslararası yatırımcılardan fon çekme mücadelesinin altını çiziyor.
Callen, “Yatırımcıları aşırı iddialı buldukları projelere girmeye ikna etmek çok zor olacak” diyor ve ekliyor: “Geri dönüşlerinizin nihayetinde nereden geleceği belli değil.”
Körfez ülkesi aynı zamanda ekonomik çeşitlendirme stratejisinin bir parçası olarak turizm, madencilik, eğlence ve spor gibi sektörlere de para aktarıyor.
Son yıllarda Suudi Arabistan, 2027’deki Asya Futbol Kupası, 2029’daki Asya Kış Oyunları ve World Expo 2030 gibi birçok önemli uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapma hakkını kazandı. Aynı zamanda 2034 FIFA Dünya Kupası’nın tek teklif sahibi oldu. Tüm bu projeler önümüzdeki yıllarda büyük yatırımlar gerektirecek.
Shihabi, hükümetin, bu uluslararası etkinliklere zaman yaklaştıkça öncelik vermesini bekliyor. “Belirli teslim tarihlerine uymamız gereken projelere öncelik verilecek” diyor.
Nisan ayında, Riyad’da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu özel toplantısında, ülkenin Maliye Bakanı Muhammed Al-Jadaan, hükümetin bir “egosu” olmadığını ve ekonomisini gerektiği gibi dönüştürmek için Vizyon 2030 planını uyumlandıracağını söyledi.
“Rota değiştireceğiz, bazı projelerin kapsamını genişleteceğiz, bazı projelerin ölçeğini küçülteceğiz, bazı projelerin hızını artıracağız” dedi.