Brüksel’de 14-15 Aralık tarihlerinde düzenlenecek Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesi öncesinde Türkiye dahil tüm aday ve potansiyel aday ülkelerle ilgili tutum belgesi açıklandı.
AB ülkelerinin Avrupa işleri bakanlarından oluşan Genel İşler Konseyi’nin dün Brüksel’de yaptığı zirveye hazırlık toplantısında Türkiye, Karadağ, Bosna-Hersek, Sırbistan, Kuzey Makedonya, Arnavutluk, Kosova, Moldova, Ukrayna ve Gürcistan ile ilgili değerlendirme sonuçları yer aldı.
AB devlet ve hükümet başkanlarını temsil eden AB Konseyi’nin açıkladığı değerlendirme sonuç belgesinde, Türkiye’nin ‘aday ülke ve ortak çıkarların bulunduğu çeşitli alanlarda kilit önem taşıyan bir partner’ olduğu belirtildi ve ‘dünyanın en fazla mülteci nüfuslarından birini barındırmada devam eden çabalarından’ dolayı Türkiye övüldü. Konsey’in değerlendirme sonuç belgesinde Türkiye’ye ayrılan bölüm, AB Komisyonu’nun 8 Kasım’da açıkladığı Türkiye raporu ile benzer ifadeler içerdi.
DOĞU AKDENİZ VE YUNANİSTAN
Belgede, Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir atmosferin ve Türkiye ile karşılıklı yarara ve iş birliğine dayalı ilişkiler geliştirilmesinin AB açısından stratejik önem taşıdığına vurgu yapıldı. AB’nin Türkiye ile ‘aşamalı, orantılı ve geriye döndürülebilir’ bir şekilde çeşitli ortak çıkar alanlarında birlikte çalışmaya hazır olduğu belirtildi, samimi ve açık bir diyaloğun sürdürülmesi iradesi ifade edildi, ortak çıkar alanları arasında göç, kamu sağlığı, iklim, terörle mücadele ve bölgesel konular sayıldı.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerde son dönemdeki iyileşmenin olumlu bir şekilde not alındığı ifade edilirken bu iyileşmenin kalıcı olması beklentisine vurgu yapıldı. Doğu Akdeniz’de gerilimin düşmesinden duyulan memnuniyetin yanı sıra Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkilerine ve gerekirse Uluslararası Adalet Divanı’na taşınması dahil, sorunların barışçı çözümü taahhüdüne bağlı kalması beklentisi dile getirildi.
GÜNEY KIBRIS VE NORMALLEŞME TALEBİ
Türkiye’nin AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini normalleştirmesi ve tüm AB ülkelerinin toprak bütünlüğü ile egemenlik haklarını tanıması talebine yer verilen belgede AB’nin BM kararları çerçevesinde Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü taahhüdüne bütünüyle bağlı olmaya devam ettiği de vurgulandı ve Türkiye’nin bu çerçevede barışçı çözüme bağlılığını bildirmesi ve katkı sağlamasının hayati önem taşıdığı kaydedildi.
Belgede ayrıca Kıbrıs’taki Kapalı Maraş’ın statüsünün önemine de işaret edilerek Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı her tür tek taraflı eyleminin kınandığı belirtildi, bu tür eylemlerin geri alınması istendi.
DEMOKRASİ, HUKUK, TEMEL HAKLAR
Konsey, Türkiye’nin demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanlarında devam eden ve derin üzüntü yaratan gerilemeyle ilgili ciddi endişe duyduğunu yineledi, yargının bağımsızlığındaki sistematik eksiklikler ve büyük baskının yanı sıra medya özgürlüğü ve ifade özgürlüğündeki durumun da derin endişe yaratmaya devam ettiği kaydedildi.
Konsey belgesinde Türkiye ayrıca Avrupa Konseyi ile iş birliğini artırmaya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının tüm kararlarını hayata geçirmeye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi dahil, taraf olduğu insan hakları alanındaki sözleşmeleri tam olarak uygulamaya çağrıldı.
Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamamayı sürdürmesinin, hukukun üstünlüğü, temel haklara saygı ve Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine yönelik taahhütleri konusunda soru işaretleri yarattığı da ifade edildi.
EKONOMİ, GÜMRÜK BİRLİĞİ VE RUSYA YAPTIRIMLARI
Ekonomi alanında daha fazla istikrar odaklı makroekonomik politikalara geri dönüşün sürdürülmesi ve Türkiye’deki piyasa ekonomisinin uygun işleyişine yönelik devam eden endişelerin dikkate alınması istendi. AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği’nin uygulanışıyla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesi ve tüm AB üyesi ülkelere etkili bir şekilde uygulanmasını sağlaması istendi.
Aralarında hem askeri hem sivil alanda kullanılabilen ‘çifte kullanımlı’ ürünlerin de bulunduğu ürünlerin serbest dolaşımının, AB’nin yaptırımlarını ihlal etmemesi gerektiğine de vurgu yapıldı. AB yetkilileri, Rusya yaptırımlarının Türkiye toprakları üzerinden delindiği konusunda daha önce de defalarca uyarılarda bulunmuştu.
GÖÇ VE MÜLTECİ MUTABAKATI
Göç konusunda da Türkiye ile 2016’da imzalanan mülteci mutabakatının sonuçlar vermeye devam ettiği belirtilerek Türkiye, anlaşmayı bütünüyle ve ayrımcılığa yer vermeden, AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’ni de kapsayacak şekilde uygulamaya çağırıldı. Bu bağlamda geri kabul anlaşmasının da etkili bir şekilde uygulanması ve tüm AB ülkeleri ile yargı ve içişleri alanında iş birliğinin büyük önem taşıdığına vurgu yapıldı.
Türkiye’den AB’nin vize politikalarına uyum sağlaması da istenerek Türk dış politikasının AB’nin öncelikleriyle çatışmasının derin endişe uyandırdığı kaydedildi. Belgede, Türkiye’nin AB ortak dış politikası ve güvenlik politikaları ile yaptırımlarına uyum sağlamayı yüksek öncelikli olarak ele alması yönünde ‘güçlü beklenti’ dile getirildi.
Konsey, Türkiye’nin Ukrayna tahıl ihracatında oynadığı yapıcı rolü takdir etmekle birlikte Rusya’ya yönelik AB yaptırımlarına uymamasından büyük üzüntü duyduğunu bildirdi ve yaptırımların ihlalinin engellenmesinin çok büyük önem taşıdığını vurguladı.
Türkiye ile ilgili bölümün son maddesinde, “Konsey, Türkiye’nin AB’den daha da uzaklaşmasını üzüntüyle not etmekte ve ‘Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerinin bu nedenle fiilen durakladığı ve bu sebeple yeni fasılların açılması ya da kapatılmasının dikkate alınamayacağı’ yönündeki geçmiş Konsey kararlarını hatırlatmaktadır” ifadesi yer aldı. (DW Türkçe)